Çocuk Edebiyatı Nedir, Niçin Gereklidir? – Prof.Dr. Canan ASLAN
Edebiyat; insanın düşlerinin, duygularının, düşüncelerinin kaygılarının, karşı çıkışlarının, sanatçı tarafından oluşturulan kurgu yoluyla dilin zengin olanaklarına düşsel olarak dönüşümüdür. Yaşamın ve insana ilişkin her türlü durumun, duygunun, düşün, düşüncenin, sorunun, güzelliğin sanatçının düş gücüyle ve dilin olanaklarıyla yaşam bulmasıdır (Aslan, 2013). Edebiyat, insanın hem kendisini hem de başka insanları ve yaşamı bütün boyutlarıyla tanıyıp anlamasına katkıda bulunur. Kişinin insana, do- ğaya, hayvana duyarlık kazanmasına yardımcı olur. İnsan topluluklarına iyilik, doğruluk, yardımseverlik, dostluk, hoşgörü, bağışlama, dayanışma, barış, çalışkanlık, dürüstlük gibi evrensel değerlerin önemini duyumsatmada, insanları bilinçlendirip aydınlatmada, insana özgü duyguları geliştirip pekiştirmede edebiyatın önemli bir rolü vardır. Yaşama ve insana ilişkin durumları estetik bir söylemle anlatan edebiyat, insanı özgürleştiren bir sanat dalıdır. Çocuk edebiyatı da yetişkin edebiyatı gibi edebiyat olma niteliğinden ödün vermeyen; başka bir deyişle, kurmaca bir gerçekliği yansıtışıyla, dil ve anlatım özellikleriyle, iletilerinin veriliş biçimiyle edebiyat yapıtı olma özelliği gösteren geçiş niteliğinde bir edebiyattır.
“ÇOCUK edebiyatı da yetişkin edebiyatı gibi edebiyat olma niteliğinden ödün vermeyen; başka bir deyişle, KURMACA bir gerçekliği yansıtışıyla, dil ve anlatım özellikleriyle, iletilerinin veriliş biçimiyle edebiyat yapıtı olma özelliği gösteren geçiş niteliğinde bir edebiyattır.”
Yazıma, “çocuk edebiyatı”ndan ne anlamamız gerektiğini belirterek başlamak istiyorum çünkü çocukları çeşitli ideolojilere güdümlemek isteyen, iletilerin öğretici ve öğüt verici biçimde verildiği, dolayısıyla edebiyat niteliği göstermeyen çok sayıda kitap da “çocuk edebiyatı“ adı altında çocuklarla buluşturulmaktadır. Bu yazıda sözünü edeceğim “çocuk edebiyatı”, “Okul öncesi dönemin ilk yıllarından başlayıp 14-15 yaşlarına kadar süren uzun bir dönemde hem tasarım hem de içerik özellikleriyle çocukların anlama düzeylerine, ilgilerine, beğeni ve beklentilerine uygun; onların bakışı- nı, duyuşunu, dünyasını, gerçekliğini yansıtan; ele aldığı konuyu yaş ve gelişim özelliklerine uygun bir anlayışla işleyerek en başta kendilerini, insanı ve yaşamı anlama/keşfetme konusundaki gereksinimlerini kurmaca bir gerçeklik ve sanatlı bir dille karşılayan ürünlere verilen addır. Ele aldığı konuyla, konunun çocuğa evriliş biçimiyle anlatım dil ve karakterleriyle özellikleriyle, kurgu planıyla çocukların anlayabileceği düzeyde olan; estetik deneyimler yaşatarak onların bilişsel, duyuşsal, düşünsel, toplumsal ve kültürel yönden gelişmelerini, algısal yönden zenginleşmelerini/derinleş- melerini önemli ölçüde destekleyen çeşitli türdeki yapıtlardır. Duyulara seslenen anlatımlarıyla çocukların duyularını, çeşitli duygu durumlarını yaşatan anlatımlarıyla duygularını eğiten, düşüncelerini geliştiren, onları toplumsal ve evrensel değerlerle estetik bir dille buluşturan, hem için- de yaşadığı topluma hem de dünya vatandaşı olmaya hazırlayan, gençlik ve yetişkin edebiyatı yapıtlarını anlar kılmaya ve böylece geleceğin iyi birer okurları olmalarına katkı sağlayacak ürünlerdir” (Aslan, 2019:20).
Yaşar Kemal, Cemal Süreya, Tomris Uyar gibi büyük sanatçılarımızın çocuk edebiyatına karşı çıktıklarını biliyoruz. Cemal Süreya, “çocuk edebiyatı” sözünde çocuğu küçümseme olduğunu söyler. Ona göre “Kahramanı çocuk olan romanlar vardır ancak çocuk romanı diye bir şey yoktur. Çocuklar, var olan edebiyattan kendilerine düşen payı almalıdır”. Peki, okulöncesi dönemdeki ya da ilkokul dönemindeki bir çocuğa Yaşar Kemal’in bir kitabını okuduğumuzda/okuttuğumuzda uzun paragrafları, ayrıntılı betimlemeleriyle, anlatılan olaylarla, çocukların yaşlarına ve gelişim özelliklerine uygun olmayan çatışmalarıyla çocuk bu kitabı dinler mi, okur mu? Sözcüklerin anlamlarını çıkarabilir mi? İlgi ve dikkatle dinlese bile kitabın derin yapısındaki örtük iletileri anlayabilir mi? Kendi gerçekliğine uygun olmayan yetişkin karakterler ve onların yaşantılarını anlayıp metnin anlam dünyasına ulaşabilir mi? Bu durum çocukların edebiyat kültürünün eksikliği, yazınsal birikiminin yetersizliği ile ilgili değildir. Bu durum yapıtta anlatılanların hem dil ve anlatım özellikleriyle hem de çocukların kendi yaşamlarına, kendi gerçekliklerine, kendi yaşantılarına uygun olmayışıyla ilgilidir. O halde yazıma, “Çocuk edebiyatı vardır ve çocukların okuma kültürü kazanmalarında son derece önemli bir yere sahiptir.” diyerek başlamak istiyorum. Peki, çocuk edebiyatı niçin gereklidir?
“Mademki “Dilimin sınırları, dünyamın sınırları” (LUDWİG Wittgenstein), ÇOCUĞUN diliyle birlikte dünyasının da sınırlarını genişletebilmesi için gereklidir ÇOCUK edebiyatı.”
Çocuk edebiyatı niçin gereklidir?
• Dilin en yetkin, en zengin kullanıldığı ortamlar edebiyat yapıtlarıdır. Çocuk edebiyatı, çocukların dillerinin sözvarlığını, eğilim ve olanaklarını öğrenmeleri; kavramsal yönden zenginleşebilmeleri için gereklidir.
• Dilinin sözvarlığını, eğilim ve olanaklarını bilen, kavramsal yönden gelişmiş çocukların doğal olarak anlama ve anlatma becerileri de yetkinleşir. Dilsel becerileri gelişmiş, karşısındakini doğru anlayan ve kendisini doğru anlatan insanlarsa daha etkili, sağlıklı ve başarılı iletişim kurarlar. O halde çocukların, dillerini yetkin biçimde kullanabilmeleri; daha etkili, sağlıklı ve başarılı iletişim kurabilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Mademki “Dilimin sınırları, dünyamın sınırları” (Ludwig Wittgenstein), çocuğun diliyle birlikte dünyasının da sınırlarını genişletebilmesi için gereklidir çocuk edebiyatı.
• “Arı dil, anlama eşitliği demektir; anlama eşitliği, yurttaşlık.” (Fazıl Hüsnü Dağlarca). Arı dili öğrenebilmesi, anlama eşitliğinden yararlanabilmesi, yurttaş olabilmesi için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Çocukların düş güçlerinin ve böylelikle yaratıcılıklarının gelişebilmesi için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Duyusal anlatımlar yoluyla çocukların duyu eğitiminden geçebilmesi ve böylece algılama becerilerinin gelişebilmesi/derinleşebilmesi için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Çocuk edebiyatı, yazınsal bir kurgu içinde çocuğu hem dilsel yönden yetkinleştirerek hem de eşduyumsal ilişkiye girebileceği kendi gerçekliğine uygun karakterlerin farklı düşünme biçimlerine tanık ederek çocuğun düşünsel gelişimini destekleyen önemli kaynaklardan biridir (Aslan, 2019:72). Çocukların dilsel becerilerinin yanı sıra düşünsel becerilerinin de gelişimine katkıda bulunabilecek en önemli araçlardan
• Duyguları anlamaya ve anlatmaya yarayan duygusal bir söz dağarcığı edinebilmeleri, kurgudaki karakterler eşliğinde insana özgü çok çeşitli duygu durumlarına tanık olarak duygulara ilişkin deneyimlerini artırabilmeleri, böylece hem kendi yaşadıkları hem de başkalarının yaşadığı duyguları anlayabilmeleri, duygularını yönetmeyi öğrenebilmeleri; özetle, sağlıklı bir duygu eğitiminden ge- çebilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı. Duygu eğitiminden geçen bireylerse duygu ve inançlarını, ilgi ve gereksinimlerini zorlanmadan ve sağlıklı bir biçimde dile getirir, duygusal yaşantılarını dengeli bir biçimde sürdürür, içinde yaşadıkları toplumla daha başarılı ilişkiler kurarlar. O halde hem duygusal hem de düşünsel boyutlarını geliştirerek çocukların duygusal ve düşünsel bakımdan dengeli olabilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı
• Sanatçı, yapıtını okurlarına bir şey öğretmek için yazmaz ancak sanatsal anlatımları yoluyla onlara insana ve yaşama ilişkin pek çok şeyi fark ettirmeden, eğlenceli ve kalıcı bir biçimde öğretir. O halde çocukların eğlenerek ve içselleştirerek öğrenebilmeleri, bilişsel yönden yetkinleşebilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Çocuk edebiyatı ürünleri, yaşamdaki sorunları ve çözüm yollarını örneklendiren anlatımlarla örülüdür. Bu ürünler, eşduyumsal ilişkiye girdiği karakterler aracılığıyla, çocukların yaşamdaki sorunlara ve bu sorunların çözüm biçimlerine dönük ipuçlarını fark etmelerine katkıda bulunur. O halde çocukların yaşamı keşfedebilmeleri, yaşamdaki sorunları ve çözüm yollarını fark edebilmeleri, sorun çözme becerilerini geliştirerek yaşamdaki güçlüklerle baş edecek donanıma sahip olabilmeleri ve her ne olursa olsun yaşama bağlı olabilmeleri, yaşamla aralarında sıkı ve güçlü bağlar oluşturabilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Öykünebileceği çok sayıda modellerle buluşturarak çocukların toplumsallaşma sürecine katkıda bulunduğu için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Sanatsal uyaranlarla küçük yaşlardan başlayarak buluşmak; çocukların sanata saygı duymalarını, sanatsal ürünleri takdir etmelerini ve bu nitelikteki yapıtlarla buluşmayı yaşamlarının önemli bir gereksinmesi olarak görmelerini sağlar. O halde çocukların sanata saygı duymaları, sanatsal ürünlere değer verebilmeleri, sanatsal yapıtlarla yaşam boyu etkileşim halinde olmayı gereksinim olarak duyabilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Başka sanatların olanaklarıyla da tanışması, bu sanatlara ilgi duyabilmesi için gereklidir çocuk edebiyatı.
“Edebiyat yapıtları, amaçları bir değer öğretimi olmamakla birlikte TOPLUMSAL değerlerin yanı sıra evrensel nitelik kazanmış değerleri ve insanlık erdemlerini de işler, BUNLARIN insan ve TOPLUM yaşamı açısından önemini DUYUMSATIR.”
• Çocukların sanatsal dili anlayabilmeleri ve kullanabilmeleri,
• Bilime, bilimsel düşünceye saygı duyan bireyler olarak yetişebilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Sanatsal uyaranlarla küçük yaşlardan başlayarak buluşmak, doğal olarak çocukların beğeni düzeylerini inceltir ve yükseltir. O halde çocukların beğenilerinin incelmesi, beğeni düzeylerinin yükselmesi için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Edebiyat yapıtları, amaçları bir değer öğretimi olmamakla birlikte toplumsal değerlerin yanı sıra evrensel nitelik kazanmış değerleri ve insanlık erdemlerini de işler, bunların insan ve toplum yaşamı açısından önemini duyumsatır. Kendi toplumsal değerlerinin yanı sıra evrensel değerleri de tanıyıp bilmeleri; her zaman eşitlikten, adaletten, özgürlükten, hak ve hukuktan yana olabilmeleri; böylece insana özgü bir değerler dizgesi edinebilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı. Hemen belirtmek gerekir ki çocuk edebiyatının amacı çocuğu herhangi bir konuda eğitmek değildir; bir duygu, bir sorun, bir insanlık acısı karşısında okurlarına farklı duygu durumlarını yaşatarak ve bunlar üzerine okurlarının düşünmesini sağlayarak onları duyarlık eğitiminden geçirmektir.
• Doğruyu yanlıştan, nitelikliyi niteliksizden, yararlıyı yararsızdan, iyiyi kötüden ayıran; sağlıklı seçim ve değerlendirmeler yapan, kendisini geliştiren, kendi haklarının bilincinde olan, insan haklarına ve özgürlüklerine saygıyla ve hoşgörüyle yaklaşan karakterler eşliğinde bu özelliklere sahip bireyler olabilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
•Bilişsel boyutta yer alan kalıp yargıların, duyuşsal boyutta yer alan önyargıların ve davranışsal boyutta yer alan ayrımcılığın, şiddetin, zulmün, ırkçılığın insanlığın en büyük ayıpları olduğunu duyumsayabilmeleri ve bunlara karşı durmaları; barıştan, kardeşlikten, sevgiye ve saygıya dayalı birlikte yaşama kültüründen yana olabilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı (Aslan, 2019).
• Bireylere kültürel duyarlık kazandırmada çocuk edebiyatı ürünleri önemli birer araçtır. Bu ürünler çocuklara bu dünyada farklı kültürlerin de olduğunu, bu kültürlere hoşgörüyle yaklaşılması gerektiğini duyumsatır. Çocukların başta kültürel olmak üzere tüm farklılıklara hoşgörüyle yaklaşan bireyler olabilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Çocuğu; kendisini çevreleyen toplumsal-kültürel yapıdan, bugününden, geçmişinden ve gelecekten haberdar edebilmek, onun kültürel birikimini artırmasına katkıda bulunabilmek için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Kaynağını sevgiden alan ve sevgiden yana işlenen konular aracılığıyla insanı ve hayvanı seven, bunlara değer veren insanlar olabilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Çocukların doğayı sevebilmeleri, doğaya duyarlı olabilmeleri; ağaca, yeşile, bitkiye saygı duyabilmeleri ve onları koruyabilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Engellilere, yoksulluk ve yoksunluk içinde yaşayan insanlara karşı duyarlı olabilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Dünyaya ve yaşama ilişkin öğrenmelerini artırmaları, ufuklarını genişletebilmeleri, geniş bir dünya görüşüne sahip olabilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
• “İnsan, varoluşunun bilincine sanat yoluyla ermiş, bir varlık olarak anlamını sanat sayesinde duyumsamıştır.” (Binyazar, 2010.33). Çocuğun varoluşunun bilincine varabilmesi, bir varlık olarak anlamını duyumsayabilmesi için gereklidir çocuk edebiyatı.
“Sanatsal UYARANLARLA küçük yaşlardan başlayarak BULUŞMAK; ÇOCUKLARIN sanata saygı DUYMALARINI, sanatsal ürünleri takdir etmelerini ve BU nitelikteki yapıtlarla BULUŞMAYI yaşamlarının önemli bir gereksinmesi olarak görmelerini sağlar.”
• Çocuğun başkalarına yapılan haksızlıklara tepki göstermesi, haksızlık yapılan kişinin yanında durabilmesi, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.” anlayışından sıyrılabilmesi; Voltaire’in “Düşüncelerine katılmıyorum ancak düşüncelerini özgürce söyleme özgürlüğünü sonuna dek savunacağım.” yargısına uygun olarak kendisi gibi düşünmeyenlerin özgürlüklerinden yana olabilmesi için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Çocuğun olumlu benlik bilinci ve özbenlik saygısını, eşduyum (empati) becerisini geliştirmesi; geleceğin iyi, doğru ve sorumluluk bilinci gelişmiş yetişkini olabilmesi için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Çocukların; okuma sevgisini içlerinde büyütebilmeleri, okuma alışkanlığı ve zamanla okuma kültürü kazanabilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
• “Özerk benlikli birey; sınırları kendi doğrularıyla ve değerleriyle diğerlerinden ayrımlaşmış, özerk davranışlar gösterebilme becerisini kazanmış; etkin, girişken, kararsızlık yaşamadan kendini (dürtü ve gereksinimlerini) yönetebilen ve yaşamını denetleyebilen, kendi benliğine saygılı, özdeğer duygusu gelişmiş, canlı, devingen, atılgan, çalışkan, ekonomik bağımsızlığını kazanmış, öğrenmeye meraklı, soran, araştıran, özgürce düşünen, farkındalık düzeyi gelişmiş kimsedir” (Aslan, 2017:15). Düşlerinde ve düşüncelerinde özgürleşmiş, kendi kararlarını kendisi alan, demokratik toplumun özerk bireyleri olabilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Çocukların “Bir inanca, bir düşünceye tutsak ya da düşman olmayan; boş inançlara, yazgıcılığa, şiddete karşı duran” (Sever, 2015:75) bireyler olabilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
• İnsanın varoluşsal durumlarını tüm boyutlarıyla; olumlu ya da olumsuz, zayıf ya da güçlü yanlarıyla tanıyabilmeleri, kendi doğru ve yanlışlarını görebilmeleri, kendilerini tanıyabilmeleri ve düzenleyebilmeleri, etik kodlarını oluşturabilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Başka yaşamlara karışarak kendi yaşamlarının tekdüzeliğinden ve sıkıcılığından uzaklaşabilmeleri, yaşamlarındaki boşlukları ve eksiklikleri doldurabilmeleri; böylece ilginç, anlamlı ve güzel zamanlar geçirebilmeleri, yüreklerinde güzel ve yaşanılası bir dünya özlemi oluşturabilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Çocuğa kurgusal bir ortamda özlem ve düşlerini yaşatabilmek için gereklidir çocuk edebiyatı.
• “Yazar, bağıran insandır ve toplumlar ancak onun çığlığına kulak verdiklerinde gerçeği kavrar. Gerçeği kavrayan, toplumsal bilinç aşamasına varmış demektir. Yazar, bir yandan gerçeği kavrarken bir yandan da onu kavratır. Yazar, insanı, dünyayı değiştirerek gerçekleştirir bunu” (Binyazar, 2015:61). O halde gerçeği kavramaları, toplumsal bilinç aşamasına varabilmeleri, insanı gerçek içindeki yerine oturtabilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Edebiyat, haz ve zevk verme yönüyle insanın estetik; düşünce ve duygularını besleme yönüyle entelektüel bir gereksinimidir. Çocuğun estetik ve entelektüel gereksinimlerini karşılamak için gereklidir çocuk edebiyatı.
“Edebiyat, bir KURMACA içinde tüm yanlarıyla ve gerçekliğiyle insanı ve yaşamı yansıtır. ÇOCUĞUN yaşamın yalnızca iyi ve güzel yanlarını değil, kötü ve çirkin yanlarını da görüp anlaması için gereklidir ÇOCUK edebiyatı.”
• “İnsan yüreğine ulaşabilen en etkili dildir yazınsal yaratılar. Önemli olan insanı bu yaratılarla tanıştırmak, o yaratıların dünyasına taşımaktır. Kim ne derse desin, yazınsal yaratıların havasını solumamış kişiler varsıllığın doruğuna da ulaşsalar, ilkelliğin çemberini kıramazlar. Kaba, yıkıcı duygularına, tutkularına gem vuramazlar” (Özdemir, 2013:4-5). Çocukların ilkelliğin çemberini kır- maları; kaba, yıkıcı duygularına ve tutkularına gem vurabilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Edebiyat yapıtları okurlarını soruların, sorunların, ikilemlerin içine sürükler. Bu soru, sorun ve ikilemleri anlayabilmek okurun yoğun bir düşünsel çaba içine girmesini gerektirir. Çocukların sorular, sorunlar, ikilemler üzerine düşünmelerini tetiklemek, farklı bakış açıları kazanmalarını sağlamak için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Çocuk bireysel ve toplumsal ilişkilerini duyarlıkla kavrarsa evrensel dünyada bir insan olmanın bilincini ve sorumluluğunu da kavrar (Bin- yazar, 1996:102). O halde çocuğa geleceğin yetişkini olarak sorumluklarını duyurabilmek, onun sorumlu bir yurttaş olarak yaşama katılmasını sağlamak için gereklidir çocuk edebiyatı.
• “Çocuk ve gençlik edebiyatının okuma alışkanlığının kazanılmasından yazınsal duyarlığın gelişmesine ve bireyin kendi kimliğini oluşturmasına değin geniş bir etki alanı vardır” (Dilidüzgün, 2018:27). Çocukların yazınsal duyarlıklarını geliştirebilmeleri ve kendi kimliklerini oluşturabilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Yetişkin edebiyatını anlayabilmeleri, geleceğin beğenileri gelişmiş okurları olabilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Edebiyat, bir kurmaca içinde tüm yanlarıyla ve gerçekliğiyle insanı ve yaşamı yansıtır. Çocuğun yaşamın yalnızca iyi ve güzel yanlarını değil, kötü ve çirkin yanlarını da görüp anlaması için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Yaşadığı sorunları başkalarının da yaşadığını göstererek özgüven duygusu geliştirebilmesi için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Almanya’da bir lise müdürü her eğitim öğretim yılı başında öğretmenlere bu mektubu gönderirmiş:
Bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim. Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü. İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar. Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum. Sizlerden isteğim şudur: Öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın. Çabalarınız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmesin. Okuma yazma, matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır… (http://blog. milliyet.com.tr/insan-olmak-adina/ Blog/?BlogNo=369350)
Çocukların bilişsel gelişimlerinin yanı sıra duyuşsal olarak da gelişebilmeleri, bilimi ve teknolojiyi insanlığın yararına kullanabilmeleri; “bilgili canavarlara ve becerikli psikopatlara” dönüşmemeleri; yaşamı anlayan, yüreğini ve belleğini sevgiyle işe koşan insanlar olabilmeleri; insanlık onurunu her zaman koruyup ona saygı duyabilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
Tavuk toplumların birer üyesi olmamaları, emeklerini sömürtmemeleri için çocuklarımızı özgürlüğün kanatlarından biri olan edebiyat yapıtlarıyla buluşturmalıyız.
“Bilim ve sanat bir KUŞUN kanadı gibidir. BU iki kanadı KULLANABİLEN TOPLUMLAR UÇAR ve özgür OLURLAR. Uçamayanlar ise tavuk OLUR. Tavuk Toplum, önüne atılan bir AVUÇ yemi gagalarken, arkadan YUMURTALARININ alındığının farkında olmaz. (Charles Darvin)”
AYIP
“Ayıp bir şey söylesem, annem kızar, babam kızar, öğretmen kızar/ Ama ayıp değil mi siz koskoca amcalar, şu tüfekler, bombalar, tabancalar? ” (Çınaroğlu, Şiir Gemisi, 2015) gibi şiirlerle buluşup asıl ayıp olanın ne olduğunu sorgulamaları, savaşın ve şiddetin yıkımlarının farkında olabilmeleri, barış ve sevgi şiirleriyle büyüyebilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
• İnsanı hem ulusal, kültürel, dinsel, toplumsal ve ekonomik statü bakımlarından farklılıklarıyla hem de ortak ve benzer yönleriyle tanıyıp anlayabilmesi, farklı olanlara evrensel kardeşlik ve hoşgörü duygusu besleyebilmesi; birbirleriyle benzerliklerini ve ortak yönlerini keşfedebilmeleri, birbirlerini koşulsuz sevebilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Çocukları başka yaşamların içine sokarak, başkalarının duyguları, düşünceleri, yaşadıkları ve deneyimleriyle buluşturarak çocuğu kendi dünyasının sınırlarından kurtarmak, böylece öteki insanlarla bütünleşmesini ve duyarlıkları gelişmiş birer birey olmalarını sağlamak için gereklidir çocuk edebiyatı.
• Duyarlık eğitimi, “İnsanı yaşadığı toplum ve dünyadaki olaylara, olgulara, sorun ve çıkmazlara, yaşama, insana ve doğaya karşı edebiyat yapıtlarının sezdirimleriyle duyarlı kılmaya yönelik eğitim”dir. Edebiyat yapıtlarının sezdirimleriyle insanların kendi yaşamı dışında olup bitenlerle ilgilenmelerini; öteki insanların yaşadıkları sorun ve duyguları algılamalarını, başkalarına yapılan haksızlıklara ve kötülüklere kayıtsız kalmamalarını, usunu ve yüreğini işe koşarak bunları sorgulamalarını, eşduyumsal bir ilişkiye girerek bunlara karşı çıkmalarını; insana ve doğaya bilinçle, sağduyuyla, anlayışla, sevgiyle, hoş- görüyle yaklaşmalarını sağlayacak duyusal ve duygusal eğitim”dir (Aslan, 2019:3-4). Çocukların, sanatçının duyarlıklarını duyumsayabilmeleri ve böylece duyarlı insanlar olarak yaşama katılabilmeleri için gereklidir çocuk edebiyatı.
Görüldüğü üzere nitelikli çocuk edebiyatı ürünleri çocuğun birçok gelişim süreci açısından son derece gerekli uyaranlardır. Çocuğa kitap seçerken kitabın çocuğun yaş ve gelişim özelliklerine, ilgi ve beğenilerine, gereksinim ve yaşantılarına uygunluğunun yanı sıra yazınsal değer taşıması da göz önünde bulundurulmalıdır. Hemen belirtmek gerekir ki çocuğun yazınsal bir kitaptan etkili ve amaca uygun yararlanabilmesi için anne-babalar ve öğretmenler okuma deneyiminin başında olan çocuğa nitelikli bir edebiyat yapıtını yalnızca okumakla/okutmakla yetinmemeli; onların metnin derin ya- pısındaki iletilerini keşfetmelerine ve yazarın duyarlıklarını fark etmelerine yardımcı olacak çalışmalar da yaptırmalıdır.
Kaynaklar
Aslan, C. (2013) “Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Yapıtları Yoluyla Düşünme”. Kum Edebiyat Dergisi, 72-73, 11-18.
Aslan, C. (2017) Örnek Eğitim Durumlarıyla Türk- çe-Türk Dili ve Edebiyatı Öğretimi. Ankara: Anı Yayıncılık.
Aslan, C. (2019) Çocuk Edebiyatı ve Duyarlık Eğitimi. Ankara: PEGEM Yayıncılık.
Binyazar, A. (1996) “Anadili Kitaplarında Yazınsal Metinlerden Yararlanılarak Duyarlık Eğitimini Ger- çekleştirme”. Türkiye ve Almanya’da İlköğretim Ders Kitapları. Editör: İ. K. H. Coşkun, J. Kuglin. Türk Alman Kültür İşleri Kurulu Yayını, 98-104.
Binyazar, A. (2010) Duyguların Anakarası. İstanbul: Can Sanat Yayını.
Çınaroğlu, A. (2015) Şiir Gemisi. İstanbul: Uçanbalık Yayıncılık.
Dilidüzgün, S. (2018) Çağdaş Çocuk Yazını, Yazın Eğiti- mine Atılan İlk Adım. İzmir: Tudem Yayıncılık.
Özdemir, E. (2013) Sözcüklerin Vicdanı. Ankara: Bilgi Yayınevi.
Sever, S. (2012) Çocuk ve Edebiyat. İzmir: Tudem Yayıncılık.