21. Yüzyıl Yetkinlikleriyle Donanımlı Öğrenciler İçin Stratejiler
SABİHA EBCİM/ Uzman Eğitimci
21. yüzyılın ilk çeyreğini geride bırakırken, eğitimin sürekli değişen manzarasında yetkinliklere olan ihtiyaç her geçen gün artmakta. Günümüz öğrencilerinin küresel bir dünyada yaşadıkları ve bilgiden daha fazlasına ihtiyaç duydukları artık net olarak görülüyor. Bugün 12 yaşında olan çocukların %65’inin henüz var olmayan mesleklerde çalışacağı biliniyor; dolayısıyla başarılı olmaları için çeşitli yetkinliklere ihtiyaçları var.
Öğrencilerin dijital okuryazarlıktan eleştirel düşünmeye, öğrenmeyi öğrenmeden takım çalışmasına kadar birçok 21. yüzyıl yetkinliğine ihtiyaç duydukları açıkça ortada. Peki, okullar bu dinamik ortama öğrencileri nasıl hazırlamalılar? Öğrencileri, günümüzün karmaşık problemlerini çözebilen ve yetkinlik gelişiminin farkında olan küresel vatandaşlar olarak yetiştiren eğitim stratejilerinin farkında mıyız?
Başarılı bir eğitim ekosistemi için geleceğin yetkinliklerini keşfetmeliyiz.
İlk olarak, hangi yetkinliklerin gerekli olduğunu anlamak önemlidir. Bu yetkinlikleri kendilerine, eğitim ortamlarına ve nihayetinde öğrencilere kazandıracak eğitimcilerin mesleki gelişimleri için bir yol haritası oluşturulmalıdır. Eğitimciler, yaşam boyu öğrenen bireyler olmalı ve kendi öğrenme yolculuklarında aktif rol almalıdırlar. Öğretmenlerin yeni eğitim araçları ve metodolojiler konusunda güncel kalmalarını sağlamak için sürekli mesleki gelişim programları düzenlenmelidir. Örneğin, öğretmenler; sanal gerçeklik araçlarını sınıflarında kullanmaya yönelik atölye çalışmalarına katılabilirler.
21.yüzyılda eğitim ustalığı için dijital okuryazarlığımızı geliştirmeliyiz.
Haliyle yaşadığımız 21.yüzyılda dijital okuryazarlık oldukça önemli. Okullar, teknoloji ile öğrenmeyi kolaylaştıran araç ve platformları birleştirmelidir. Bu durum; kodlama öğretimi, dijital araştırma yetkinlikleri ve yaratıcı problem çözme için teknolojinin kullanımını içerebilir. Örneğin, öğrenciler Tynker gibi platformlarda etkileşimli hikayeler veya oyunlar oluşturabilirler. Bu, onlara hem programlamayı tanıtır hem de problem çözme yetkinliklerini geliştirebilir.
Bilgi ve yetkinlikleri birleştirerek, eğitim ortamları inşa etmeliyiz.
Tüm bunların yanında geleneksel eğitim anlayışının sınırlarını aşmak ve disiplinler arası bir yaklaşım sağlamak da önemlidir. Gerçek hayat problemleri genellikle tek disiplinli değil, oldukça karmaşıktır. Farklı bilgi alanlarını birleştirerek öğrenciler, çeşitli alanların nasıl kesiştiğine dair bütünsel bir anlayış kazanmalıdırlar. Örneğin, tarih ve edebiyat derslerinin birleştirilmesiyle, öğrenciler tarihi romanları analiz edebilir, bu çalışma hem edebiyat hem de tarih bilgisini derinleştirebilir.
Öğrencilerin sınırların ötesinde küresel dünyada eğitim aldıkları anlayışının farkında olmalıyız.
Online yapılarla birlikte eğitim, sınırları aşarak küresel hale geldi. Bu durum küresel vatandaşlık eğitimini kritik hale getirdi. Bu eğitim, kültürel farkındalığın geliştirilmesi, küresel sorunların anlaşılması ve sürdürülebilirliğin öneminin vurgulanmasını içeriyor. Örneğin, öğrenciler Birleşmiş Milletler modeli gibi etkinliklere katılarak iklim değişikliği veya insan hakları gibi konularda eleştirel düşünme becerilerini geliştirebilirler.
Gerçek hayat problemleri simülasyonları kullanılarak öğrencilerin gerçek hayatta başarılı olmalarını sağlamalıyız.
Eğitim ortamları, proje tabanlı hale getirilerek öğrencilerin ihtiyaçlarını, ilgilerini ve öğrenme tarzlarını ön plana çıkaran bir yapıya dönüştürülmelidir. Proje tabanlı öğrenme, 21.yüzyıl yetkinliklerinden iş birliğini ve eleştirel düşünmeyi teşvik eder. Örneğin, fen bilimleri dersinde öğrenciler, çevresel sürdürülebilirlik üzerine bir proje yaparak iş birliği içinde çalışabilirler.
Öğrenciler; akademik öğrenmeleri, sosyal çevreleri ve duygularını birlikte geliştirebilecek eğitim ortamlarına dahil olmalıdırlar.
Teknik, akademik, bilimsel yetkinlikler önemli olsa da iletişim, ekip çalışması ve duygusal zekâ gibi sosyal yetkinlikler de aynı derecede önemli hale geldi. Öğrencilerin sosyal ve duygusal yetkinliklerinin gelişmesi için; grup etkinlikleri, tartışmalar ve iş birlikçi projeler yoluyla bu yetkinlikleri geliştiren ortamlar oluşturulabilir. Örneğin, grup çalışmaları sırasında öğrenciler yapıcı eleştiri almayı ve vermeyi öğrenebilirler.
21.yüzyılda eğitimin kişisellikten yani öğrencinin kendi öğrenme yolundan geçtiği bilinmelidir.
Teknolojinin gelişmesi özellikle yapay zekâ teknolojilerinin yaygınlaşması ile birlikte her şey gibi eğitim ve öğrenmenin de kişiselleşmesi kaçınılmaz hale geldi. Kişiselleştirilmiş öğrenme ile eğitim deneyimleri öğrenciye göre uyarlanarak öğrencinin kendi kendine öğrenmesi teşvik edilebilir. Örneğin; öğretmenler, veri yoğunluğunu bireysel öğrenci performansına göre ayarlayan yazılımlar kullanarak her öğrencinin kendi hızında ilerlemesine olanak tanıyabilir.
Değişim, gelişim ve dönüşüm için geri bildirimin gücünün farkında olmalıyız.
Son dönemlerde sonuç odaklı ölçme ve değerlendirme çalışmaları yerini süreç odaklı çalışmalara bırakmaya başladı. Bilgi yerine öğrencilerin yetkinliklerinin gelişimine odaklanan eğitim ortamları süreç değerlendirme ile şekillenebilmektedir. Ölçme ve değerlendirme çalışmalarının geleneksel testlerden biçimlendirici değerlendirmelere ve yapıcı geri bildirime kaydırılması, öğrencilerin bilgiyi ezberlemek yerine yetkinliklerini geliştirmelerine olanak tanıyabilir. Örneğin, öğrenciler dönem boyunca çalışmalarını sergileyen portfolyolar oluşturarak öğretmenlerinden sürekli geri bildirim alabilirler.
Her şey gibi eğitim çalışmalarının da 21.yüzyıla ve değişen dünyaya ayak uydurması gerekmektedir. Okullar bu stratejileri eğitim çalışmalarına entegre ederek, öğrencilere 21. yüzyılda başarılı olmaları için ihtiyaç duydukları yetkinlik geliştirme ortamlarını sağlayabilirler. Teknolojiyi, eleştirel düşünmeyi ve sosyal yetkinlikleri vurgulamak, öğrencileri sorumlu küresel vatandaşlar ve yenilikçi problem çözücüler olmaya hazırlayacaktır. Böylece sadece bilgilerini değil, geleceklerini de şekillendirebiliriz.
21. yüzyıl yetkinlikleriyle donanımlı öğrenciler yetiştirmek için stratejilerinize şekil verebilecek bazı sorular aşağıdaki gibi olabilir.
- Eğitim ortamlarını desteklemek ve öğrenmeyi geliştirmek için nasıl bir teknoloji entegrasyonu stratejisi oluşturabilir ve bunu nasıl uygulayabiliriz?
- Öğrencilerin gerçek dünya problemlerini çözebilecekleri proje tabanlı ve disiplinler arası bir öğrenme ekosistemini nasıl kurabiliriz?
- Eğitim planlarını hazırlarken 21. yüzyıl yetkinliklerini nasıl önceliklendirebiliriz?
- Ölçme ve değerlendirme yaklaşımlarını süreç odaklı hale getirmek ve yetkinlik düzeyini ölçmek için hangi araçları kullanabiliriz?
- Okulun öğrenme deneyimlerini bireysel ihtiyaçlara göre nasıl şekillendirebilir ve bu şekilde kişisel öğrenmeyi ve motivasyonu nasıl artırabiliriz?
- Biçimlendirici değerlendirmeleri nasıl daha etkili kullanabilir ve ezber yerine yetkinlik geliştirmeye odaklanarak yapıcı geri bildirim nasıl sağlayabiliriz?
- 21. yüzyıl yetkinliklerini etkili bir şekilde geliştirmek ve modellemek için hangi sürekli eğitim fırsatlarını değerlendirebiliriz?
Okullar, bu stratejileri birleştirerek öğrencileri 21.yüzyılın zorluklarına ve fırsatlarına daha iyi hazırlayabilirler.