Akran Zorbalığı: Tanımı, Türleri ve Önleme Stratejileri
Prof. Dr. Metin PİŞKİN – Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi PDR Anabilim Dalı Başkanı
Akran Zorbalığı Nedir?
Okullarda yaşanan yaygın sorunlardan biri olan akran zorbalığı, bir ya da daha fazla öğrencinin fiziksel veya psikolojik olarak kendilerinden daha güçsüz öğrencileri fiziksel, sözel veya psikolojik olarak rahatsız etmesi ile sonuçlanan bir saldırganlık türüdür.
Bir söz ya da eylemin zorbalık olarak adlandırılabilmesi için, zorbalık yapanın mağdurdan daha güçlü olması, süreklilik özelliği taşıması (haftada bir veya ayda en az 2-3 kere tekrarlanıyor olması), eylemin kasıtlı yapılıyor olması, mağdurun bu söz ve eylemlerden rahatsız olması ancak kendisini koruyamayacak durumda olması gerekir.
Zorbalığın Türleri Nelerdir?
Akran zorbalığı, tekme atma, tokat vurma, itme, çekme gibi fiziksel; sataşma, alay etme, dalga geçme, kızdırma, hoşa gitmeyen isimler takma, küçük düşürücü sözler söyleme gibi sözel; dedikodu ve söylenti çıkarıp yayma, arkadaş grubundan dışlayarak yalnızlığa terk etme gibi dolaylı, para veya diğer eşyalarını zorla alma, almakla tehdit etme, eşyalarına zarar verme gibi davranışsal olarak ortaya çıkabilmektedir. Akran zorbalığı ayrıca cinsel amaçlı dokunma, sarkıntılık yapma, cinsel anlamı olan el, kol veya göz hareketleri yapma, cinsel çağrışımı olan sözcüklerle hitap etme gibi cinsel bağlamda da gerçekleşebilir. Ayrıca akran zorbalığı geleneksel olarak yüz yüze yaşanabileceği gibi teknolojinin gelişmesiyle birlikte dijital ortamlarda da yaygın bir biçimde gerçekleşebilmektedir.
Zorbalığın Olumsuz Etkileri Nelerdir?
Zorbalık olgusu tüm öğrencileri olumsuz etkilemektedir. Zorbalığa uğrayan öğrenciler, kaygı, kızgınlık ve çaresizlik duyguları yaşamakta, okula gitmekten korkmakta, okul sevgileri azalmakta, okula gitmek istememektedirler. Devamsızlığın artması genellikle akademik başarının düşmesine de sebep olmaktadır. Zorbalık bazı kronik hastalıklara sebep olmakta, nadiren de olsa intihara kalkışmaya neden olabilmektedir. Bu tür davranışlara maruz kalmanın etkisiyle öğrencilerin özsaygıları düşmekte, kendilerini değersiz hissetmektedirler. Bazen çocukluk yıllarında yaşanan bu zorbaca davranışların psikolojik ve sosyolojik etkilerinin yıllarca sürdüğü, yetişkinliğe bile taşındığı görülmektedir.
Akran zorbalığının olumsuz etkisi sadece mağdurları etkilememekte, aynı zamanda zorbalık yapmayı alışkanlık haline getiren öğrencileri de olumsuz etkilemektedir. Bazı araştırma bulgularına göre okul yıllarında zorbalık yapan öğrencilerin büyüdüklerinde suç işleme ve mahkemelik olma olasılıkları diğer öğrencilerden dört kat daha fazladır. Bu nedenle akran zorbalığı sadece mağdur öğrencileri değil, aynı zamanda zorba öğrencilerin gelişimini de olumsuz etkilemektedir.
Neden Bazı Öğrenciler Zorbalık Yapar?
- Şiddetin model alınması,
- Saldırgan davranışlara izin veren aile yapısı,
- Ailede sevgi ve şefkatin olmaması,
- Başarısızlık,
- İlgi görme ve güçlü olduğunu gösterme ihtiyacı,
- Kıskançlık,
- Yazılı ve görsel basının şiddeti özendirmesi,
- Sorunların şiddet yoluyla çözüleceğine inanılması,
- Vb.
Nasıl Önlenir?
Şiddet ve zorbalık olgusu yüzyıllardır var olmasına, hatta insanlık tarihi kadar eski olmasına karşın, uzun yıllar okullarda ciddi bir sorun olarak algılanmamış, zararları fazla önemsenmemiş, hatta büyüme ve gelişmenin bir parçası olarak kabul edilmiştir. Zorbalığın önlenmesi veya azaltılması için okulda aşağıdaki önlemler alınmalıdır:
- Öğrenciler, öğretmenler, veliler, hatta kantin görevlileri ile okul servisi sürücüleri de eğitilmeli, zorbalığa ilişkin farkındalıkları ve duyarlıkları artırılmalıdır.
- Sadece akademik başarıya değil, aynı zamanda karakter eğitimine de önem verilmeli, çocuklara erken yaşlardan itibaren olumlu değerler kazandırılmalıdır.
- Zorbaca söz ve eylemlerin kabul edilemez olduğunun altı çizilmeli, zorbalığa sıfır tolerans tanınmalıdır.
- Öğrencilere saldırganlık yerine kullanabilecekleri alternatif davranışlar öğretilmelidir.
- Zorbalıkla başedebilmek için gerekli önlemleri de içeren okul kuralları geliştirilmeli, bu sürece öğrencilerin de katılması sağlanmalıdır.
- Saldırgan çocuklar için müdahale programları geliştiririlmeli, bu programlarda öfke kontrolü, stres yönetimi, empati, kendini denetleme stratejileri, çztışma çözme ve sosyal beceri eğitimi gibi konulara yer verilmelidir.
- Kendilerini yeterince koruyamayan öğrencilerin kaçınma ve geri çekilme davranışlarının yerine zorbaya medeni ölçülerde dur diyebilecek atılganlık becerileri kazandırılmalıdır. Bu kapsamda sorun çözme becerileri, iletişim becerileri gibi sosyal beceriler kazandırılmalıdır.
- Okul çevresinde ve okulda zorbalık eylemlerinin en sık yaşandığı yerlerde güvenlik için ek önlemler alınmalıdır. Özellikle nöbetçi öğretmenlerin bu bölgeleri sık sık kontrol etmesi sağlanmalıdır.
- Okulda sosyal, kültürel ve sportif etkinliklere olabildiğince fazla yer verilmelidir.
Zorbalığa İlişkin Yanlış Algı, İnanç Ve Düşünceler
Zorbalığın önemli nedenlerinden biri de zorbalığa ilişkin yanlış inanç, algı ve düşüncelere sahip olmaktır. Bu yanlış algı ve düşünceleri değiştirmeden zorbaca davranışları değiştirmek hemen hemen olanaksız gibidir. Bu yanlış inançlar arasında şunlar sayılabilir:
- Zorbalık büyüme ve gelişmenin doğal bir sonucudur.
- Zorbalık zamanla unutulacağından pek de önemli bir şey değildir.
- Zorbaca davranışlar aslında çocuklar arasında yapılan masum şakalardır.
- Başkalarını kızdırmak bazen eğlencelidir.
- Zorbaca davranışlar aslında çocuklar arasında yapılan masum şakalardır.
- Bazı öğrenciler zorbalığı hak ederler.
- Sadece erkekler zorbalık yapar.
- Birine lakap takmak zorbalık sayılmaz.
- Zorbalık yapanları görmezlikten gelirseniz sizi bırakırlar.
- Zorbalık yapıldığında bunları yetişkinlere anlatmak ispiyonculuktur.
- Bir zorba ile baş etmenin en iyi yolu onunla kavga edip intikam almaktır.
Sonuç:
Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de zorbalık olgusuna ilişkin pek çok yanlış algı, inanç ve düşünce mevcuttur. Ülkemizde zorbalığı büyüme ve gelişmenin doğal bir parçası olarak gören, zorbalığın bireyleri güçlendirdiğine inanan, toplumun zorbalar gibi güçlü ve sağlam bireylere ihtiyacı olduğunu düşünen, zorbaları adaletin sağlanmadığı durumlarda adalet dağıtan kimseler olarak gören insanların sayısı pek de az değildir.
Zorbalıkla etkin bir biçimde mücadele ederken, diğer stratejilerin yanında bu yanlış algı ve düşünceleri de değiştirmek zorundayız. Unutmayalım ki, yanlış düşünceleri değiştiremediğimiz sürece yanlış davranışları da değiştirmeyiz.