2.Sayı

Çocuk Ekranla Değil Akranla Büyür

Soner YILDIRIM

Son 30 yıl içinde yaşanan teknolojik gelişmeler 250.000 yıllık geçmişe sahip akıllı insan Homo Sapiens’lerin bütün tarihine sığdırdığı gelişmelerin çok önüne geçti.  Bundan belki de 30 yıl önce hiç kimse ChatGPT uygulamasını hayal bile edemiyordu.  Henüz test aşamasında olsa bile bu sohbet uygulaması kişisel bir öğretmen gibi çalışabilmekte, matematik problemlerinin çözümünden diller arası çeviriye kadar birçok alanda insanlara yardımcı olmaktadır.  Hatta yaşamınızla ilgili her türlü öneriyi bu uygulamadan alabilirsiniz.  Birkaç yıl içinde bu uygulama Google’ı tahtından ederse sakın şaşırmayın.  Bundan bir sonraki teknoloji harikası ne olacak inanın kimse tahmin bile edemiyor ama bir gerçek var ki teknolojinin bu gelişim hızının insan evrimi ile paralel olması imkânsız.  İnsan evrimi bu teknolojik mucizelere cevap verebilecek hızda ilerlemiyor.  Arthur C. Clarke’ın dediği gibi “Yeterince gelişmiş bir teknoloji, büyüden ayırt edilemez.”

Teknolojinin büyüleyen bu gelişiminin yanı sıra bir de insanı ürküten ve insana ciddi zarar veren tarafları da yok değil.  Özellikle ekranların git gide küçülerek ceplerimize kadar girmesiyle neredeyse her yaştan herkesin elinde bir ekran var.  Hatta birçok aile bebeklerinin henüz yaşını doldurmalarına rağmen cep telefonu kullanabildikleri, telefon üzerindeki simgeleri tanıyabildikleri ile övünüyorlar.  Aynı aileler ilerleyen yıllarda ise çocuklarının odaklanma sorunu yaşadıkları, dikkat dağınıklığı olduğu ve ekranları ellerinden bırakamadıklarından yakınıyorlar.

Çocukların ekran kullanım sürelerinin çocukların gelişimi üzerindeki olumsuz etkileri uzun zamandır uzmanların dikkat çektiği bir konudur.  Özellikle okulöncesi dönemde çocukların uzun ekran kullanım sürelerinin onların birçok gelişim alanında geriye düştüğünü göstermektedir.

Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsünün (National Institutes of Health) 2018 de yayınladığı bir araştırmada günde 2 saatten fazla ekran kullanan çocukların anadil ve düşünme testlerinde diğer çocuklara göre daha düşük skorlar elde ettiğini göstermektedir. (https://healthmatters.nyp.org/what-does-too-much-screen-time-do-to-childrens-brains/)

Erkan yaşlarda uzun ekran kullanımına maruz kalan çocukların özellikle sosyal çevre ve akranları ile olan etkileşimleri olumsuz şekilde gerilemektedir.  Bu da çocukların yaşadıkları sosyal çevreyi keşfetme, akran etkileşimi ve oyun yoluyla sosyal çevrelerini ve yaşamı anlamlandırma becerilerinin gelişimini engellemektedir.  Uzun ekran kullanımı ayrıca çocuklarda odaklanma ve dikkatini toparlama becerileri de geriletebilmektedir.  Ekran yoluyla çok fazla kanaldan uyarıcıya maruz kalan ve çok hızlı değişen bu uyarıcılar yüzünden sürekli uyarıcı bombardımanına maruz kalan çocuklarda akademik konulara odaklanma, dil gelişimi ve sosyal uyum yeterliliği konularında gelişimsel problem görülmektedir.

Geçtiğimiz aylarda BMC Public Health dergisinde yayınlanan ve 2983 çocukla yapılan bir araştırma (https://doi.org/10.1186/s12889-022-12701-3 ) günde 1 saatten fazla ekran kullanan okulöncesi dönem çocuklarının 5 gelişimsel alanda da (fiziksel, sosyal, duygusal, bilişsel ve dil gelişimi, iletişim becerileri) gerilediğini göstermektedir.

Bu ve benzeri araştırmaların sayısını artırmak tabii ki mümkün.  Bu araştırmaların benzer sonuçlar vermesinin temelinde yatan gerçek erken çocukluk döneminde çocuğun dış dünyayı anlama ve onunla entegre olmasının başlıca yolunun sosyal oyunlar olmasıdır.  Yani çocukların hem bilişsel hem duyuşsal hem de fiziksel olarak sağlıklı gelişebilmesi için aileleri, sosyal çevreleri ve akranları ile sürekli etkileşim içinde olmaları ve dünyayı oynadıkları sosyal oyunlarla anlamlandırmaları gerekmektedir.

Ailelerin çocukları oyalamak için hemen önlerine koydukları ekranlar, belki ailelere zaman kazandırıyor gibi gözükse de uzun vadede bu ekranlar çocuğun gelişim zamanından çalmakta çocukta telafisi zor olan gelişimsel bozuklara neden olmaktadır.  Özellikle yatak odalarına taşınan bu ekranlar çocuklarda uyku bozukluklarına yol açmakta ve uykuda salgılanan melatonin hormonunun yeterince salgılanmamasına neden olmaktadır.  Melatonin hormonu vücudumuzun hastalıklara karşı korunmasında özellikle kanser hastalığına karşı korumada önemli bir hormondur.

Ailelerin çocuklarının sağlıklı gelişiminde ipleri tekrar ellerine almaları gerekiyor.  İnsan sosyal bir canlı ve ancak sosyal örüntüler içinde yaşamı anlamlandırabiliyor.  Ekran sayesinde çocuklarını oyaladıklarını düşünen aileler çocuklarının geleceklerinden çaldıklarını ve onları birçok problemin kucağına attıklarını unutmamalılar.  Çocukların sağlıklı büyümek için öncelikle ailelerine ve akranlarına ihtiyacı vardır, ekranlara değil.  Çünkü çocuk ekranla değil akranla büyür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu