Cumhuriyetimizin 100. Yılında Özel Öğretim Kurumları
Zafer ÖZTÜRK – Türkiye Özel Okullar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Eğitim sistemimiz içinde önemli ve güçlü bir konumda olduğunu memnuniyetle gördüğümüz özel öğretim kurumları, örgün ve yaygın eğitim alanlarında insanımızın ihtiyaç duyduğu her kademe ve derecedeki “ kaliteli eğitim” taleplerini karşılamakta başarılı olmaktadır. Özel sektörün; esnek ve dinamik yapısı, girişimciliği, hızlı karar veren yaklaşımı, ayakta kalabilmek için nitelikli iş yapmaya mecbur oluşu ve gelişen teknolojik mekanizmalardan yararlanma becerisi eğitim teknolojileri alanındaki gelişmelerin uygulamaya geçirilmesinde öncülük yapmaktadır.
Özel öğretim kurumları 5580 sayı kanun kapsamında Milli Eğitim Bakanlığından izin alarak faaliyette bulunan eğitim kurumları için kullanılmaktadır.
Gündemimiz. “Cumhuriyetimizin 100. Yılında Özel Öğretim Kurumları..” olduğundan 5580 sayı kanun kapsamındaki kurumlarla ilgili görüşlerimi kısaca paylaşmak isterim..
1869 yılında yayınlanan Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’nde okullar esas alınarak, “Mekâtib-i Umumiye” ve “Mekâtib-i Hususiye” şeklinde adlandırma yapılmıştır. Ancak 1915 yılına kadar bütün resmi ve özel eğitim- öğretim faaliyetleri Maarif-i Umumiye Nizamnamesi kapsamında yürütülmüştür.
Mart 1915 te Ana Mektepleri Nizamnamesi yayınlanarak okulöncesi eğitim faaliyetleriyle ilgili şartların belirlenmesi daha o dönemlerde okulöncesi eğitime değer verilmiş olması bakımından önemli bir yaklaşım olarak değerlendirilmektedir.
Ağustos 1915 te “Mekâtib-i Hususiye Talimatnamesi’nin yayınlanmasıyla özel sektörün, başta okul olmak üzere çeşitli alanlardaki kurs faaliyetlerine yönelik öğretim kurumları açılmasıyla ilgili müracaatları başlamıştır.
İlk dönemlerdeki çekingenlik ve tereddütlü yaklaşımlar bir süre sonra yerini cesaretli girişimlere bırakmış ve her geçen yıl eğitim alanına yatırım yapma isteği artmıştır. Özellikle Cumhuriyetimizin ilanından sonraki süreçte gelişmeler farklı sahalarda, değişik programlar uygulamak isteyen girişimcilerin talepleriyle hem ivme kazanmış hem de açılan kurumlar, mesleki ve teknik alanlarda çeşitlilik kazanmıştır.
Özellikle son 20 yıllık sürede, ( özel okul velilerine sağlanan mali desteğin de olumlu etkisiyle) özel okulların genel eğitimimiz içindeki oranında önemli bir gelişme yaşanmıştır.
Özel öğretim sektörün aşmış olduğu inişli-çıkışlı süreçler sonunda, ulaşmış olduğu Cumhuriyetimizin 100 yılında, kendi öz sermayeleriyle ülkemize kazandırdıkları değerleri de kısaca belirtmek isterim..
Örgün eğitim olarak
Anaokulu, İlkokul, Ortaokul, Lise, Mesleki – Teknik Orta Öğretim, Milletlerarası Okullar,
Yaygın eğitim olarak
Özel Öğretim Kursları, Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu , Muhtelif Kurslar, Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi,Özel Eğitim Okulu (Yaygın Eğitim faaliyeti şeklinde)
olmak üzere toplam 30.720 özel öğretim kurumu bulunmaktadır.
Özel sektör tarafından bu eğitim kurumların hizmete açılması için yapılan yatırımların devletimiz bütçesi üzerinden önemli bir yükü kaldırdığı ve dolayısıyla bütçeye ilaveten katkı sağladığı açıktır.
30.720 özel öğretim kurumlarında 245.000 personel yönetici öğretmen, usta ve uzman öğretici olarak istihdam edilmiştir. Bu kurumlarımızdaki ( yemek, servis, kırtasiye, giyim, kantin …. gibi ) değişik alanlarda hizmet sunan meslek gruplarında da bu sayıya yakın insan çalışmaktadır. Dolayısıyla özel öğretim sektörünün yarım milyon insanımıza doğrudan ve dolaylı olarak iş sağladığını rahatlıkla söyleyebiliriz
Ülkemiz geleceği için büyük önemi olan eğitim alanına özel öğretim sektörü tarafından yapılan bu yatırımlarla, Devlet bütçesi üzerindeki yük hafiflettiği gibi ciddi boyutlarda (miktarda) vergi ödendiği de malumdur.
Halen zor bir dönem geçmekte olan özel öğretim sektörünün son dönemde yaşanan pandemi süreci ve ekonomi alanındaki dalgalanmalardan dolayı darboğaza girdiği kapanan kurumların ve kapanmalar sebebiyle işsiz kalan çalışanlarımızın daha da artmaması için sektörün acil beklentileri vardır. Bunların başında öncelikle öğretmenlerimize hak ettikleri ücreti verebilmemiz ve kurumlarımızı yaşatabilmemiz gerekir.
Özel öğretim sektöründe ( vermiş olduğumuz eğitim hizmet alanı bakımından) “Özel Okullar Grubu ” içinde yer alan Türkiye Özel Okullar Derneği olarak özel okullar için gerekli gördüğümüz ve ilgililere ilettiğimiz taleplerde özel öğretim sektörünü genel yapı olarak dikkate almaya azami gayret gösterdik. Çünkü sektörün yaşadığı sorunlar, sürecin içinde bulunan ve doğrudan veya dolaylı hizmet veren her kişi, kurum ve kuruluşun ortak sorunu olduğunun bilincindeyiz.
Bu bağlamda, hepimizin mensubu olduğu TOBB’ nin Sayın Yönetimine ve kurumlarımızla ilgili Bakanlıklarımızın Sayın yetkililerine arz ettiğimiz taleplerimizi kısa başlıklar halinde özet olarak bir kere de burada sizlerle paylaşmak isterim.
-Özel öğretim kurumları ve çalışanlarıyla ilgili SSK primleri ve vergilendirme esaslarının kurumları mağdur etmeyecek şekilde yeniden değerlendirilmeye alınması,
-Sektörün ihtiyaç duyduğu destek kredilerinin daha düşük faiz ve makul ödeme şartlarıyla temin edebilmesinin sağlanması,
-Daha önce özel okul velilerine sağlanan eğitim desteğinin yeniden uygulamaya konulması ve özel okula giden her öğrencinin velisini kapsaması,
-Özel sektörden hizmet alan öğrencilere (veya velilerine) kırtasiye, kitap, kıyafet ücretleri, servis ücretleri… gibi giderler için faizsiz ve uygun şartlarda krediler sağlanması,
-Özel öğretim kurumlarının (özellikle anaokulların) KOSGEB desteklerinden faydalandırılması
-Eğitim hizmeti için tahsis edilmiş bina ve arsalarda, emlak ve çevre vergilerinden muaf tutulması,
-Özel öğretim kurumlarının enflasyondan kaynaklanan ücret artış oranları karşısında mali kayba uğramaması ve kendini koruyabilmesi için mevzuat düzenlemesinin yapılması,
hususlarındaki taleplerimizin olumlu karşılanmasını beklediğimizi ilgililere arz ediyorum.