Eğitim Öğretim Sürecindeki Son Trendlere Yapay Zeka Çerçevesinden Bir Bakış

SEDA MAŞA-EĞİTİMCİ
“Eğitimin temel amacı, çocukları kendi yeteneklerinin bilincine vardırmaktır”. Erich Fromm
Öğrenmede son trendler arasında; kişiselleştirilmiş öğrenme, yapay zeka destekli eğitim, mikro öğrenme ve çevrimiçi işbirliği platformları ön plana çıkmaktadır. Kişiselleştirilmiş öğrenme, bireylerin öğrenme stillerine göre içerik sunarken, son yıllarda çokça bahsettiğimiz ve artık yaşamın her alanına daha çok gireceği belli olan yapay zeka, öğrenci performansını analiz ederek eğitsel önerilerde bulunmaktadır. Mikro öğrenme; kısa ve yoğun bilgi parçaları ile etkili bir öğrenme sağlarken, çevrimiçi işbirliği platformları; öğrencilerin birlikte projeler üzerinde çalışarak sosyal öğrenme deneyimlerini artırmakta, ayrıca sanal ve artırılmış gerçeklik uygulamaları da öğrenme süreçlerini daha etkileşimli hale getirmektedir.
Bu yazıda, yapay zekanın eğitim-öğretim kurumlarında nasıl kullanılabileceği konusu ele alınacaktır. MEB’in örgün eğitim istatistiklerine göre Türkiye’de örgün eğitimde (resmi + özel) 17,5 milyon öğrenci bulunmaktadır. Toplam 75 bin 19 eğitim kurumu/okulu içinde devlete ait kurum/okul sayısı 60 bin 734 (yüzde 81) iken, özel okulların sayısı 14 bin 281 (yüzde 19)’dir. Dünyadaki birçok ülkenin nüfusundan daha fazla öğrenci sayımız bulunmaktadır. Çok genç ve dinamik bir nüfusa sahip olduğumuz gerçeğinden yola çıktığımızda çağı kaçırmamak adına eğitim bilimlerindeki son gelişmeleri yakından takip etmek ve uygulamak elzemdir. Yukarıda da belirtildiği gibi bu gelişmelerden en çok sözü edilende yapay zekadır.
Bakanlığımız eğitimde yapay zekanın potansiyeli ve kullanım alanlarını geniş bir perspektifle ele alarak öğretmenlere kapsamlı bir kaynak sunmak amacıyla “Eğitimde Kullanılan Yapay Zekâ Araçları: Öğretmen El Kitabı” yayınlamış, Türkçe, matematik, fen bilimleri, fizik, kimya, biyoloji gibi farklı alanlarda yapay zeka araçlarının ne şekilde kullanılabileceğini detaylı bir şekilde ele almıştır. Ayrıca yapay zeka araçlarının; okul öncesi, ilkokul ve özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerinin eğitim sürecine nasıl entegre edilebileceğine ve yabancı dil eğitiminden, bilişim teknolojileri eğitimine kadar çeşitli eğitim alanlarında nasıl kullanılabileceğine de değinmiştir.
Yapay zeka araçlarının eğitimde kullanımı, öğrencilere kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sunmasının yanı sıra öğretmenlere yeni ve etkili öğretim stratejileri geliştirme imkânı da sağlamaktadır. Bu tür çalışmalar sonucunda eğitim öğretim sürecinde, yapay zeka teknolojilerinin etkili bir şekilde incelenmesi ve kullanılması ülkemizin yapay zeka okuryazarlığına katkı sağlayacaktır.
Yapay zeka, eğitim kurumlarında etkili öğrenmeyi sağlamak için çeşitli şekillerde kullanılabilir. İşte eğitim kurumlarında yapay zekanın etkili kullanılabileceği bazı önemli alanlar şunlardır:
1.Kişiselleştirilmiş Öğrenme: Öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş öğrenme planları oluşturulabilir. Yapay zeka, öğrencilerin güçlü ve zayıf yönlerini analiz ederek uygun materyalleri sunar.
2.Öğrenme Analitikleri: Öğrenci performansını izleyerek veriler toplayabilir. Bu veriler, öğretmenlerin hangi alanlara müdahale etmeleri gerektiğini belirlemede yardımcı olur.
3.Akıllı Eğitim Araçları: Yapay zeka tabanlı uygulamalar ve oyunlar, öğrencilerin motivasyonunu artırabilir ve daha etkileşimli bir öğrenme deneyimi sunabilir.
4.Otomatik Değerlendirme: Yapay zeka, sınav ve ödevleri otomatik olarak değerlendirme yeteneğiyle öğretmenlere zaman tasarrufu sağlar.
5.Destek ve Danışmanlık: Öğrencilere, öğrenme süreçlerinde rehberlik eden sanal asistanlar oluşturulabilir.
Bu yöntemler, eğitimde verimliliği artırırken öğrenci başarısını da olumlu yönde etkileyebilir. Ancak, gizlilik ve etik konularına dikkat edilmesi gerektiği, her öğrencinin farklı bir öğrenme yöntemi olduğu, öğrenmenin parmak izi gibi kişiye özel olduğu unutulmamalıdır.